Mardin gibi bir müze kent olan Midyat, Mardin’den yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta yer alır. Mardin’e benzer evlerin, taş konakların, kemerli geçitlerin, minare gibi yükselen çan kuleleriyle Süryani kiliselerinin bulunduğu Midyat, bir ortaçağ kentini andırmaktadır. Bölgeyi Süryanilerin yavaş yavaş terk etmesi ve göç almasıyla şehir merkezi 2 km ötedeki Estel’e kaymıştır.
Telkari diye bilinen taş işçiliğinin en güzel örnekleri Midyat’taydı. Bir kaç telkari ustası Midyat çarşısında mesleklerini sürdürmekte direniyorlar. Mutlaka izlemelisiniz. Mardin’in bu çok önemli ilçesi gümüş işçiliğiyle de ünlüdür. El sanatları açısından önemli bir yöre olan ilçe turistik açıdan oldukça çekicidir. İlçenin 18 km. doğusunda bulunan
Deyrulumur Manastırı M.S.397 yılında inşa edilmiştir. M.S.640 yılında Hz. Ömer zamanında Arap-İslam ordusu Süryanilerle işbirliği yaparak Mezopotamya’ya girince, özellikle bu eserin korunması için Hz. Ömer’ in emri ile ayrıcalık tanımıştır. Manastırda eskiden içinde zengin bir kütüphane bulunmaktaydı. Ayrıca içinde binlerce öğrencinin eğitim aldığı bir teoloji fakültesi bulunmaktadır. Midyat’ta Meşe, Bitim, Antepfıstığı gibi ürünler ve kendine has acur, kavun yetiştirilir. Dünyanın en kaliteli üzümlerinin yetiştiği kavşak noktasıdır. Kent, 7. yüzyıl sonlarına doğru Emevilerin, daha sonra Abbasilerin, 15. yüzyılda da Türklerin hâkimiyetine girmiştir. Kalıntılar arasındaki büyük kesme taşlar ve bulunan sikkelerden Dara’nın geçmişte büyük ve görkemli yapılara ve zengin hazinelere sahip olduğu anlaşılmaktadır. Kaya içine oyulan yapılardan oluşan Dara kenti, çevresi ile birlikte geniş bir alana yayılmakta olup, kentin doğusunda yer alan kaya mezarları Kuruçay’a kadar uzanmaktadır. Çevresi 4 km.lik bir surla korunan kentin güney ve kuzeye açılan iki kapısı bulunmaktadır. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 m. yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir. Köyün kuzeyinde, güneye doğru inen kayalar oyularak görkemli bir su bendi inşa edilmiş olup, bentte bugün bile su bulunmaktadır. Ayrıca köyün etrafında tarihleri Geç Roma dönemine kadar giden mağara evlere rastlanmaktadır.
Tarihi
İlçemiz Midyat'ın coğrafi olarak konumu, doğusunda Dargeçit ilçesi, batısında Ömerli ilçesi, kuzeybatısında Savur ilçesi, kuzeyinde Batman iline bağlı Gercüş ilçesi, güneyinde Nusaybin ilçesi, güney doğusunda ise Şırnak iline bağlı İdil ilçesi yer almaktadır. Bu ad, ibadet edenlerin dağı, diyarı anlamında kullanılır. Bu bölgenin yüzölçümü 10.000 Km2'den fazladır.
İlçemizin ismi ve ilk kuruluşu konusunda, değişik görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre, İlçenin adı bir çok değişimlerden sonra Farsça, Arapça ve Süryanice karışımından meydana gelmiş "AYNA" anlamına gelmektedir.
Başka bir rivayete göre de Midyat, Mağaralar Kenti anlamına gelen " MATİATE" kelimesinden ismini almıştır. Bu görüşü ileri sürenler, "MATİATE" isminin Asur yazıtlarında M.Ö. 9.Yüzyılda geçtiğini ifade etmektedirler. Bu görüşe paralel olarak Midyat'ta ilk yerleşim yerinin mağaralar olduğunu gösteren "Elath" mevkiinin (Midyat'a 3 Km. uzaklıkta ve Acırlı Beldesi yakınında bulunan Ziyaret-Mesire Yeri) Romalılar döneminden günümüze kadar geldiği söylenmektedir.
1973 Mardin İl yıllığında İlçenin tarihçesi hakkında şu bilgiler yer almaktadır: Orta Asya'dan göçüp Anadolu'ya gelen Eti Türkleri, Mezopotamya dediğimiz Dicle ve Fırat Nehirleri arasında yer alan ve verimli topraklara sahip olan bölgeye yerleşmişlerdir. ( M.Ö. 2000 yıllarında ) Bölgeden geçişleri sırasında Midyat'ı büyük bir mağara şehri halinde kurup, hayvanlarını da burada barındırmışlardır. Midyat'ın altındaki mağaralar o devirlerde barınak olarak kullanılmışlardır. Bu mağaraların birbirleri ile bağlantıları vardır. Daha sonraları bu bölgeye Orta Asya Türklerinin öncü göçebeleri olan Komuk Türkleri gelip yerleşir.
Bölgeye gelip yerleşen Komuklar, asırlarca Asurilerle savaşmışlardır. Bu dönemlerde Asurilerin birkaç defa bölgeyi ele geçirdiği görülmektedir. Ancak bu istilaları pek uzun sürmez ve her defasında çekilmek zorunda kalmışlardır. Nitekim Asur Hükümdarı Tıglatninip zamanında Komuklar, tamamen duruma hakim olmuşlardır. M.Ö. 500-100 yılları arasında bölge, değişik kavimlerin istilasına uğramıştır. Makedonyalılar, Persler, Romalılar bu bölgede hüküm sürmüşlerdir. Midyat' ın asıl meskun hale gelişi veya bölge olarak kuruluşu Selefkuslar devrine rastlamaktadır (M.Ö.180 Yılları).
M.S. V. yy kadar Hıristiyanlık bölgeye hakim olmuştur. VI. asırdan sonra, İslamiyet' in yayılışı ile birlikte Arap akınları başlamış ve VII. yüzyılda Halit B. Velid orduları bölgeyi fethetmişlerdir. Abbasiler döneminde bölgede imar ve kalkınma hareketleri görülmüştür. Midyat köylerinin ekserisi Harun El Reşit döneminde kurulmuştur. Harun El Reşit'in oğlu Memun'un Türk-Arap karışımı olarak kurduğu büyük bir ordu Cizre-Mardin eski patika yolu boyunca yüz karakola yerleştirilmiştir. Mahalmiler böyle doğmuşlardır. Midyat ve çevresindeki köylere verilen "MAHALMİ" adı buradan gelmektedir. Mahalmi; yüz mahalle, yüz yer, yüz ordugah anlamına gelir ve bugün de Cizre'den Mardin'e kadar eski patika yolu, özellikle eski Bağdat yolu üzerindeki ( bu kervan yolu üzerindeki) bu köyler, Türkçe, Süryanice ve ağırlıklı olarak Arapça karışımı Mahalmice diye tabir edilen bir dili konuşur. Bu köyler: Söğütlü, Şenköy, Acırlı, Çavuşlu, Sarıkaya, Gelinkaya, Düzgeçit, Ovabaşı, Ziyaret, Estel Kesimi, Yolbaşı, Sarıkaya, Düzova, Yayvantepe, Eğlence, Pelitli'dir.
Mahalmice konuşan bu köylerimizin sakinleri konusunda başka görüşler de vardır. Bir görüşe göre bunlar, Necef Çölünde yaşayan cengaver ve savaşçı Benihilal kabilelerinden. Büyük bir kısmının Orta Asyalı Türklerden olduğu da rivayet edilir. Cizre ile Mardin arasında Midyat bölgesinde yerleştirmekle Bizans'a karşı hem savunma hem de futuhat politikası takip etmiş olan Memun, Estel Camii'ni ve Derizbin (Acırlı) Camii'ni inşa ettirmiştir.
Prof. H. Hollerweger' e göre, Mardin'in doğusuna ve Midyat'ın batısına düşen Mhalmoye'nin bir çok büyük köyü, 1209 yılından önce Hıristiyanlıktan İslamiyet'e geçmişlerdir.
XI. yüzyılda Artuk Devleti genişleyerek, batıda Halep, doğuda Musul ve Bitlis, Kuzeyde Harput (Elazığ), güneyde Darzuru içine alır.İşte Midyat da, bu dönemde Mardin, Hasankeyf ve Musul eyaletleri arasında irtibat vazifesi gören bir bölge olarak en parlak devirlerinden birini yaşamıştır. Bu tarihte bölgenin merkezi Derizbin ( Acırlı ) köyüdür. Derizbin beyleri Artukoğullarına bağlı yarı müstakil bir beylik olarak hüküm sürüyorlardı. Mervaniler ve Eyyübiler'den sonra Midyat 1535 yılında Bıyıklı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından ele geçirilmiştir. 1838 yılında Diyarbakır Valisi Ali Paşa tarafından ziyaret edilen Midyat'ta, bir redif taburu teşkil edilir.
1810 yılında ilçe olan Midyat, 1915'te Cevat Paşa tarafından imar görülmüştür. Askeri Kışla, Cevat Paşa Camii ve Ulu Camii bu dönemde inşa edilmiştir.
Coğrafyası
İlçemiz, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin güneyinde yer alan Mardin İline bağlı coğrafi konumu itibari ile; doğusunda Dargeçit İlçesi, batısında Ömerli İlçesi, kuzey batısında Savur İlçesi, kuzeyinde Batman İline bağlı Gercüş, güneyinde Nusaybin İlçesi, doğusunda ise Şırnak İline bağlı İdil İlçesi yer almaktadır. Yüzölçümü 1083 km2 dir.
Midyat İlçesinin arazileri genellikle engebeli olmakla beraber çok yüksek dağı yoktur. İlçe merkezi ise ortalama 800-1100 m. arasında değişen bir yaylada kurulmuştur. Susuz olan eteklerde üzüm bağları, sulak yerlerde ise sebze ve meyve yetiştirilmektedir. Ovalar küçük düzlüklerdedir. Buralarda genellikle tahıl ekimi yapılmaktadır.
Bölgede dağ ve araziler ormansız ve çıplaktır. Elli yıl öncesine kadar bu dağların ormanlık olduğu, yakın köylerdeki palamut ve meşe köklerinden anlaşılmaktadır.
Midyat' ta karasal iklim görülür. Kışlar soğuk, yağmur ve kar yağışlı; yaz ayları ise sıcak ve kurak geçer.
Midyat ilçesinde belli başlı bir akarsu yoktur. Sivrice köyü arazisinde doğarak, Nusaybin ovasını sulayan ve Çağ-Çağ hidroelektrik santralini çalıştıran Beyazsu ve Karasu çaylarından fazla yararlanılmamaktadır. Beyazsu Çayının etrafı ağaçlı ve ormanlıktır. Buralarda çeşitli sebze ve meyve yetiştirilir. Akarsulardan balık avlanılabilmektedir. İlçemiz 1968 yılında bu santralin açılmasıyla elektriğe kavuşmuştur. Daha önce 1959 yılında dizel motorla çalışan elektrik şebekesi vardı. Bu açıdan da Beyazsu ve Karasu çaylarının önemi büyüktür. Ayrıca ilçemizin içme suyunun yarısı bu kaynaklardan karşılanmaktadır. Nüfus Durumu
İlçenin nüfusu 2011 nüfus sayımına göre 107.986. Bunun 58.415'i ilçe merkezinde, 49.571'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 1.083 km²'dir. İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı 6 belde, 55 köy ve 7 mahalleden oluşmaktadır.
Bu köy ve beldelere bağlı birçok mezraada bulunmaktadır. Bugün bu mezraaların çoğunda kimse yaşamayıp, dışarıdan gelen Koçerlerin hayvanlarını barındırabileceği yer olarak ve mera alanı olarak kullanılmaktadır.
Sosyal Hayat
Midyat'ta dini hayat denilince; akla, Müslümanların, Hıristiyanların ve Yezidilerin kendi inançları doğrultusunda ortaya koydukları pratikler gelir. Yezidi dinine mensup vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadıkları yerlerde bile (İbadet ferdi olarak telakki edildiğinden) diğer dinlere göre özel ibadet yerlere göremiyoruz. İlçemizde en çok göç veren din mensupları yezidiler olmuştur.
Diğer iki dini hayat için şu bilgileri aktarmak mümkün: İlçe merkezinde hizmete açık 42 cami var. Belde ve köylerde cami sayısı 91 tanedir. En eski cami Estel kesiminde bulunan Ulu Cami'dir. Midyat kesiminde, köylerden gelen göçler Müslüman nüfusun artmasına ve cami sayısının çoğalmasına neden olmuş.
Bugün ilçe müftülüğünde 110 personel görev yapmaktadır. Temeli 1993'te atılan müftülük binasında Kuran-ı Kerim kursu verilmektedir.
Müslümanların dini hayatına, Cuma günleri, Kandil geceleri, Ramazan Ayı ve iki kutsal bayram büyük ölçüde canlı tutmaktadır.
Azalan nüfuslarıyla dikkat çeken Hıristiyanların dini hayatlarını ise Midyat ve civar köylerde bulunan manastır ve kiliseler canlı tutmaktadır. En faal manastır Deyrul Umur'dur. Burada bir metropolit, sekreter, beş öğretim elemanı, iki rahip, 14 rahibe ve 30'a yakın öğrenci barındırmaktadır.
Midyat merkezde beş tane kilise bulunmaktadır.
Dini Bayramlarımız
Müslümanların yılda iki tane dini bayramı var. Bu iki bayram, hicretin ikinci senesinden beri her yıl büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır. Ramazan Bayramı, Ramazan ayı (orucu) neticesinde kutlanır. Kurban Bayramı ise Ramazan bayramından yaklaşık iki ay on gün sonra hacıların Hac'ta olduğu ve Arafat Dağı'na çıktığı günün günü ertesi gün kutlanır.
Bu iki bayramda, bayram namazlarından sonra tebrikler başlar. Yakın komşular ve akrabalar ziyaret edilir. Daha önceden hazırlanan ikramlar misafirlere sunulur. Bu ikramlar genellikle, çikolata, pasta, meşrubat vs. olur. İki bayram arifesinde özellikle ikindi namazı sonrası, mezarlıklar ziyaret edilip ölülere Yasin-i Şerifler okunur. Ramazan Bayramında fıtır sadakası ve zekat dağıtılarak muhtaçlar sevindirilir. Kurban bayramında ise imkanı olanlar kurban keser ve etinden dağıtırlar. Ancak ilçe ve köylerimizde kurban kesme geleneği yoktur. Çünkü Şafii mezhebine göre sünnet kabul edilmektedir. Son yıllarda kurban kesenlerin sayısında büyük bir artış olduğu görülmektedir.
Süryaniler'de de yılda iki tane dini bayram vardır. Bunlardan biri Doğuş (Noel Bayramı): 25 Aralık. diğeri Paskalya Bayramı (Nisan ayında, günleri değişebiliyor). Her iki bayram için, temizlik, ikram hazırlığı birkaç gün öncesinden başlar. Paskalya bayramının Noel bayramından farkı, bu bayramda yumurtaların haşlanıp boyatılmasıdır. Bayramlaşmaya gelenlere bu yumurtalardan ikram edilmektedir. Yumurtalar genellikle kırmızıya boyanır. Bu renk İsa'nın Haça gerilişini sembolize eder. Yumurtanın ak olan kısmı İsa'nın konulduğu mezarı; sarı kısmı O'nun etrafındaki nuru ve yumurtada katılaşmayan kısım da O'nun diriliğini ifade eder.
Her iki bayram da, bugün Midyat'taki Mor Şumni Kilisesi'nde kutlanır. Paskalya öncesi, İsa'nın gömüldüğü Cuma günü Haç duası okunduktan sonra, İsa'nın mezara konuluşu sembolik olarak tekrarlanır. Haç, ufak bir tabuta konulup kilisenin içinde dolaştırılır. Metropolit, yıkayıp beyaz bir kefene sardığı haçı, kilise içinde sunak arkasındaki bir duvar nişine gömer. Haç, paskalya sabahı erkenden mezarından kalkar. Sunak odası eşiğine kadar gelen metropolit perdeyi yana çekerek onu cemaate gösterir ve İsa Mesih'in dirildiğini müjdeler.
Paskalya'nın ikinci günü Mor Abraham'da bütün ölülerin ruhlarına bir ayin düzenlenir. Kadınlar, evde hazırladıkları peynir, pasta, çörek ve yumurtayı orada bulunanlara ikram ederler.
20 yıl öncesine kadar bir çok Müslüman köyde paskalya bayramı kutlanmaktaydı. Çörekler hazırlanır ve haşlanmış yumurtalar boyanırdı. Bu uygulama geleneklerimizin birbirlerinden ne kadar etkilendiğini göstermektedir.
Yezidiler'de yedi tane bayram var: 1- Yılbaşı bayramı (İda Sersale): Nisan ayının dördüncü gününden başlayıp ay sonuna kadar devam eder. 2- Cemai Bayramı: 28 Eylül-3 Ekim arasında kutlanır. 3- Yaz Mevsimi Bayramı (Çeşna Havini): 24-29 Temmuz tarihleri arasında kutlanır. Oruç sonrası bayramıdır. 4- Yezit Bayramı. 5- Bülende Bayramı: Şeyh Adiy'nin doğum günü. 6- Kurban Bayramı: 21-23 Ağustos tarihleri arasında hac sonrası kurban kesilerek kutlanır. 7- Batizmi: Her yıl 3 Mart'ta başlayan ve kadir gecesi olarak bilinen bayramdır.
Folklor
Her yörenin kendine özgü oyunları ve türküleri olduğu gibi Midyat'ın da halk oyunları ve türküleri vardır.. Daha çok düğünlerde icra edilen bu oyunlardan bazıları şunlardır:
Güle: Ayaklar sabit vücut belden yukarı oynar.Omuz figürleri ahengi temin etmektedir.Hine: Kadın ve erkeklerin iştiraki ile köylerimizde oynanır.Lorke ve Çifte Kırma: Bu oyun,ayak hareket ve figürlerine paralel olan çift omuz figürleri ile çok oynanan bir oyun çeşididir.Delilo Halayı: Hareketli el ve ayak figürlerine sahiptir.
İlçemiz ve köylerinde bu oyunlar, genellikle davul, zurna, darbuka ve kemençe eşliğinde oynanır.
Rivayete göre, vakti zamanında Midyat'ta zengin bir beyin, on parmağında on marifet olan Halime adında bir kızı varmış. Halime'nin güzelliği dillere destan, isteyeni çok fazlaymış. Lakin babası, başlık parası yüzünden kızını bir türlü vermiyormuş. Halime de kimseyi beğenmezmiş. Derken, Midyat'ın Estel bölümünde yaşlı bir kadın Halime'ye dünürcü olmuş. Bu arada, Halime ile kendisini isteyen delikanlı birbirlerini severler. Ancak Halime'nin babasının maddi çıkarları ön plana çıkmış. Aşık genç, parayı kazanıp sevdiğine ulaşabilmek için gurbete düşmüş, uzaklara gitmiş ve bu aşk dillerde türkü olmuş.
Spor
Midyat ilçemizin spor tesisleri, iki semt arasında 17.000 m2.lik alanda kurulmuştur. Kapalı spor salonunun (500 izleyici kapasiteli) zemini kauçuktan yapılmış. Burada voleybol, hentbol ve basketbol oynanabilmektedir. Standartlara uygun futbol sahamızın her iki tarafında 500 kişiyi alabilecek tribünler vardır. Bu tesislerle birlikte iki tane halı sahamız mevcuttur.
Midyat Gençlik Spor Kulübü 24.12.1945'te kuruldu. O dönemde kullanılan renkler Sarı-Siyah idi. Mavi Beyaz renkler ile Midyat Spor Birinci Amatör kümede mücadele etmektedir.
Ekonomik Durumu
Tarım ve Hayvancılık
Midyat'a tarımsal faaliyetler sulama imkanı olmadığı için kuru tarım esasları çerçevesinde yapılmaktadır. Arazinin dağlık ve engebeli oluşu da işlenebilir arazilerin irili ufaklı havzalara serpiştirilmesine sebep olmuştur. Mevcut arazilerin çoğunun engebeli ve küçük olması nedeni ile büyük bir bölümü insan ve hayvan gücü ile işletilmekte olup, tarımda makine kullanımı çok azdır. Başta gelen tarımsal ürünler buğday, arpa, mercimek, acur, ( Midyat'a has bir salatalık çeşiti olan acur tamamen susuz arazide yetişmekte olup özellikle turşusu meşhurdur) kavun, karpuz gibi mevsimlik tarım ürünlerinin yanında bağcılık ve Antep fıstığı yetiştiriciliği önemli tarımsal faaliyetlerdir. Özellikle son yıllarda ilçe tarım müdürlüğünün yaptığı çalışmalarla kiraz yetiştiriciliği teşvik edilmekte Kaymakamlığın da desteği ile örnek kiraz bahçeleri kurulmuştur. Son yıllarda Kaymakamlığın teşvikleri ile seracılık özendirilmeye ve teşvik edilmeye çalışılmaktadır. Sos. Yrd. ve Dayanışma Vakfı tarafından çiftçilerimize 70 sera verilmiştir. Ayrıca son iki yıldır ücretsiz olarak 30 000 Antep fıstığı aşılaması yapılmıştır.
Sanayi
İlçemizde bir tuğla fabrikası bir yem fabrikası ve bir un fabrikası ( faal değil ) dışında sanayi kuruluşu bulunmamaktadır. İlçemizde küçük sanayi sitesi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.
İlçemizin geleneksel el sanatları arasında, gümüş işlemeciliği ( Telkari ), taş işlemeciliği, halı dokumacılığı ön sıralarda yer almaktadır.
İnşaat
İlçe ekonomisine büyük katkı sağlayan bu sektörün, son on yıl içerisinde büyük bir gelişme gösterdiği rahatlılıkla söylenebilir. Köylerden ilçe merkezine gerçekleşen göçler, bunda önemli ölçüde etkili olmuştur.
Ticaret
İlçemizin yol kavşakları üzerinde bulunması, ticaret sektörü açısından önemli bir avantajdır. Buna Habur Sınır Kapısı ve Nusaybin Sınır Kapısına yakınlığı da eklenebilir. Özellikle mazot taşımacılığı, ilçe halkı için her yönden bir gelir kaynağıdır. Sadece ilçemizde kayıtlı nakliyeci sayısı 750 dir. Bir çok kişinin Şırnak iline kayıt yaptırması bu sayının gerçekte daha büyük olduğunu göstermektedir.
İlçemizde biri Estel kesiminde (Pazartesi günü) ve diğeri de Midyat kesiminde (Perşembe günü) olmak üzere haftada iki gün halk pazarı kurulmaktadır. Bu pazarlarda Adana, Mersin gibi illerimizden getirilen sebze ve meyveler ile köylerimizde yetiştirilen ürünler pazarlanmaktadır. Bugünlerde özellikle köylerimizden yüzlerce insan haftalık ihtiyaçlarını karşılamak üzere ilçemize akın etmektedir.
İlçemizin ticaretine, Telkari gümüş işleme atölyeleri ve sayıları 40'u bulan kuyumcu dükkanları da önemli ölçüde katkı sağlamaktadır.
İlçemizde Ziraat, Halk, İş ve Yapı Kredi Bankası şubeleri bulunmaktadır. Bir Esnaf ve Sanatkarlar Koop. ile Ziraat Odası bulunmaktadır.
Eğitim Durumu
Midyat eğitim seviyesi (okur-yazar oranı, eğitim kurumlarına devam eden kadın-erkek nüfusu oranı gibi) bakımından ülkemizin genel karakteristik özelliğini yansıtmakta olup okuma yazma oranı %82 dir.
Bunun yanında ilçemizde gerek ilköğretimde, gerekse lise düzeyinde gerekli eğitim kurumları mevcuttur. Fakat, en azından bir meslek yüksek okuluyla da bu altyapının desteklenmesi gerekmektedir.
İlçe Merkezinde bir lise, bir Endüstri Meslek Lisesi, bir Ticaret Meslek Lisesi, bir Kız Meslek Lisesi, beldelerde Şenköy Çok Programlı Lisesi, Söğütlü Çok Programlı Lisesi ve Çavuşlu Çok Programlı Lisesi olmak üzere toplam sekiz lise mevcuttur.
İlçe Merkezinde 12, beldelerde yedi ve köylerde 48 İlköğretim Okulu, bir Gazi YİBO, bir anaokulu, Kız Meslek Lisesi bünyesinde bir anaokulu mevcuttur. 13 adet ilköğretim okulunda 11.102 öğrenci mevcuttur.
Beldelerde yedi ilköğretim mevcut olup toplam 4611 öğrenci öğrenim görmektedir.
Köylerde eğitim öğretime açık 48 ilköğretim okulumuz bulunmaktadır. Açık ilköğretim okullarında 3.362 öğrenci öğrenim görmektedir.
Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde açılan kurslarda, yetişkin nüfusa mesleki ve teknik bilgi ve beceri kazandırmanın yanında ekonomik açıdan da gelir getirici alanlar üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Halk Eğitim Merkezince Merkez Gölcük Mahallesinde, Acırlı Çavuşlu, Söğütlü ve Yolbaşı köylerinde halıcılık atölyeleri mevcut olup, bu kurslara genç kızlar devam etmektedir. Halk Eğitimin Merkezince ilçe merkezi belde ve köylerimizde 15 adet halıcılık atölyemizde halıcılık kurslarına genç kızlarımız devam etmektedir. Halk Eğitim Merkez Müdürlüğünce biçki-dikiş makine nakışı, el sanatları, taş işçiliği, bilgisayar, saz kursu gibi kurslar açılmış, ayrıca cezaevinde de elektrik tesisatçılığı ve elektrik elektronik eşya tamir kursları açılmaktadır.
Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve Garnizon Komutanlığının işbirliği ile kalorifer ateşçiliği ve jeneratör kullanma kursları vardır. İlçemize bağlı köy ve merkez ilköğretim okullarında okuma - yazma kursları olup, Halk Eğitim Merkezi binasında ikinci kademe kursu devam etmektedir. Ulusal eğitime destek kampanyası çerçevesinde açılan bu kurslarda 2002 yılında yaklaşık 4000' e yakın kursiyer yararlanmış olup 2003 yılı içinde bu hedefin aşılması planlanmıştır. İlçe merkezinde ve beldelerde branş öğretmen ihtiyacı bulunan ilköğretim okullarında ders ücreti karşılığında Kaymakamlık Onayı ile fakülte ve yüksekokul mezunu olup açıkta bulunan vatandaşlardan görevlendirme yapılmıştır. Okullarımızda memur ve hizmetli ihtiyacı bulunmaktadır.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Hükümet Konağı binasında faaliyetini sürdürmektedir.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Sos. Yrd. Dayanışma Vakfı ve Garnizon Komutanlığı işbirliği ile fakir ve mağdur öğrencilerin üniversiteye hazırlanmalarına yönelik Mehmetçik dershanesi iki yıldır hizmet vermektedir.Yöresel Yemekler
Midyat'ın kendine has yemekleri muhtelif gıda maddelerinin severek oluşturduğu bir lezzet yumağıdır.Sanki bu yemekler,ağza layık harikalar oluşum sürecindeyken,gizli bir el tarafından işlenmiş,dünyanın en güzel tatlarına bezenmiş hissini verir meraklılarına....Yemek bir kültür olayıdır.Kültür,bir yöre halkının,belirli bir toplumun yarattığı maddi ve manevi değerlerin toplamıdır.Bu değerler tarihi kalıntılarda olabileceği gibi,yasamın en önemli halkalarından biri olan yemeklerde de yer bulabilir.
Yöremizde yetişen bitkilerin yardımıyla, hava şartlarının ve yaşam tarzının belirleyiciliğiyle, yemekler geleneksel bir boyut kazanır. Midyat mutfağının zenginliği, gelmiş geçmiş milletlerin kültür birikimlerinden Midyatlıların medeniyetteki tekamül sürecinde kendilerini yenilemedeki yetenekleri ve sosyal açıdan sahip oldukları kanıtlanmıştır.
Çeşitli dinlerin dinsel törenleri için hazırlanan yemekler, doğum ve ölüm sonrası geleneksel günler ve ayinler için özel olarak oluşturulan hayratlar vs hep Midyat damak zevkini zenginleştirmiştir.
Birkaç örnek yemek; Kaburga Dolması, Şambörek, İçli Köfte, İşkembe Dolması, Midyat Köftesi.
Mardin gibi bir müze kent olan Midyat, Mardin’den yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta yer alır. Mardin’e benzer evlerin, taş konakların, kemerli geçitlerin, minare gibi yükselen çan kuleleriyle Süryani kiliselerinin bulunduğu Midyat, bir ortaçağ kentini andırmaktadır. Bölgeyi Süryanilerin yavaş yavaş terk etmesi ve göç almasıyla şehir merkezi 2 km ötedeki Estel’e kaymıştır.
Telkari diye bilinen taş işçiliğinin en güzel örnekleri Midyat’taydı. Bir kaç telkari ustası Midyat çarşısında mesleklerini sürdürmekte direniyorlar. Mutlaka izlemelisiniz. Mardin’in bu çok önemli ilçesi gümüş işçiliğiyle de ünlüdür. El sanatları açısından önemli bir yöre olan ilçe turistik açıdan oldukça çekicidir. İlçenin 18 km. doğusunda bulunan
Deyrulumur Manastırı M.S.397 yılında inşa edilmiştir. M.S.640 yılında Hz. Ömer zamanında Arap-İslam ordusu Süryanilerle işbirliği yaparak Mezopotamya’ya girince, özellikle bu eserin korunması için Hz. Ömer’ in emri ile ayrıcalık tanımıştır. Manastırda eskiden içinde zengin bir kütüphane bulunmaktaydı. Ayrıca içinde binlerce öğrencinin eğitim aldığı bir teoloji fakültesi bulunmaktadır. Midyat’ta Meşe, Bitim, Antepfıstığı gibi ürünler ve kendine has acur, kavun yetiştirilir. Dünyanın en kaliteli üzümlerinin yetiştiği kavşak noktasıdır. Kent, 7. yüzyıl sonlarına doğru Emevilerin, daha sonra Abbasilerin, 15. yüzyılda da Türklerin hâkimiyetine girmiştir. Kalıntılar arasındaki büyük kesme taşlar ve bulunan sikkelerden Dara’nın geçmişte büyük ve görkemli yapılara ve zengin hazinelere sahip olduğu anlaşılmaktadır. Kaya içine oyulan yapılardan oluşan Dara kenti, çevresi ile birlikte geniş bir alana yayılmakta olup, kentin doğusunda yer alan kaya mezarları Kuruçay’a kadar uzanmaktadır. Çevresi 4 km.lik bir surla korunan kentin güney ve kuzeye açılan iki kapısı bulunmaktadır. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 m. yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir. Köyün kuzeyinde, güneye doğru inen kayalar oyularak görkemli bir su bendi inşa edilmiş olup, bentte bugün bile su bulunmaktadır. Ayrıca köyün etrafında tarihleri Geç Roma dönemine kadar giden mağara evlere rastlanmaktadır.
Comments